10 Aralık İnsan Hakları Günü dolayısıyla Bosna ve İnsan Hakları toplantısı gerçekleştirildi.
Bursa Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde Sosyal Çalışmalar Kulübü, Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği ve Alternatif Araştırmalar Merkezi işbirliği ile düzenlenen ‘bosna ve İnsan Hakları’ konulu söyleşi program Bursa’da gerçekleştirildi.
Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği Genel Sekreteri ve Alternatif Araştırmalar Merkezi Kurucu Müdürü Cemal Akkuş ve Boşnak yazar Ehlimana Alihodzic’in konuşmacı olarak katıldığı programa Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun, Yıldırım Kaymakamı … BTÜ Rektör Yardımcıları Prof. Dr. Barış Tamer Tonguç, Prof. Dr. Beyhan Bayhan, bazı siyasi partilerin genel merkez ve il yöneticileri ile üniversite yöneticileri katıldı.
Türkiye ve Bosna Milli Marşları ile açılan toplantının açılış konuşmasını BTÜ Sosyal Çalışmalar Topluluğu Başkanı Sosyoloji Bölümü öğrencisi Nazlı Akarsu, ‘Dünyanın, tarih boyunca birçok acıya tanıklık ettiğini, ancak bazı acıların yalnızca yaşandıkları dönemin değil, insanlık vicdanının da derin yaraları olarak kaldığını, Bosna Hersek Katliamının, modern çağın en büyük trajedilerinden biri, insan haklarının nasıl göz ardı edildiğini gösteren karanlık bir örnek olarak hafızalarımızda yer aldığını ifade etti.
Konferansla, Bosna Hersek’te yaşanan insanlık dışı olayları derinlemesine ele alırken, toplumsal farkındalığı artırmayı ve bir daha böyle trajedilerin yaşanmaması için insan haklarının önemini vurgulamayı hedeflediklerini belirten Akarsu, ‘adaletin, barışın ve insan haklarının sesini yükseltmek için’ bir araya gelindiğini ifade etti.
Toplantıya katılan Bursa Vali Yardımcısı Salih Altun ise, ‘Bosna Hersek’te büyük acıların yaşandığını, insan hakları kavramlarını en çok dile getiren ve ocağı olduğunu iddia eden Avrupa’nın göbeğinde böyle bir acının yaşanmasını tüm insanlığın yeniden değerlendirmesi gerektiğini’ ifade etti. Artık bu acıların sona erdiğini, Bosna Hersek’in özgür ve harika güzellikte bir ülke olduğunu söyleyen Altun, gençlere mutlaka bu ülkeyi ziyaret etmeleri tavsiyesinde bulundu. Türkiye’nin eski Türkiye olmadığını ve artık Türkiye’nin dünyanın neresinde bir Türk ve Müslüman varsa onun hamisi olmaya gayret ettiğini belirten Altun, bu milletimizin yaradılışında var ve olmaya devam edecek dedi.
Türk Dünyası Yörük Türkmen Birliği ve Alternatif Araştırmalar Merkezi Kurucu Müdürü araştırmacı yazar Cemal Akkuş ise Bosna ve İnsan Hakları başlıklı sunumunu yaptı. Etnik temizlik politikaları, toplama kampları ve zorla çalıştırma, cinsel şiddet ve sistematik tecavüz, kültürel mirasın yok edilmesi, toplu katliamlar ve soykırım suçlarına somut örnekler veren Akkuş, uluslararası mahkemeler ve yargılama safhasından bahsederken tüm dünyadaki genel algının tersine başta BM olmak üzere uluslararası kurumların Bosna katliamının gerçek tarafları olduğunu söyledi. Bunların savaş suçu değil soykırım olduğunu, zira ortada iki devletin savaşının değil, bir askeri gücün başka bir insan topluluğunu sistematik olarak yoketmesinin söz konusu olduğunu söyleyen Akkuş, dağılan Yugoslavya’da bir çok topluluk bağımsızlığını ilan ettiğini, hepsinin uluslararası camia tarafından kabul edildiğini ancak Bosna’nın bağımsızlığı söz konusu olduğunda tüm dünyanın sırtını döndüğünü ve katliamın gerçek sebebinin Boşnakların Müslüman olması, Osmanlı’nın mirası olarak görülmesi olduğunu söyledi.
Boşnak Yazar Ehlimana Alihodzic ise, Bosna Hersek’in bin yıllık tarihi hakkında kısa bir bilgi verdikten sonra Boşnakların yok edilmeye çalışılmasının arka planındaki sebepleri sıraladı. Boşnakların tamamen yok edilmesi konusunda Amerika ve Avrupanın anlaştığını bunun için de Sırplara 3 ay zaman tanıyarak her türlü desteği verdiklerini ifade eden Alihodzic, ancak Boşnakların her türlü imkansızlığa rağmen 4 yıl direndiğini, ayakta kaldığını ve sonunda haklı mücadelelerini kazandıklarını söyledi. Sürecin tersine ve Boşnaklar lehine dönmeye başlaması ile de yine bu güçlerin devreye girmesiyle Dyton Anlaşmasına mecbur edildiklerini söyleyen Alihodzic, aynı güçlerin bölgede kalıcı barışın olmaması için çok garip ve akıldışı bir sistem kurduklarını, ülkelerinde yeni Filistin ortamı yaratmayı planladıklarını ifade etti.
Soru cevap şeklinde tamamlanan program sonrasında, konuşmacılar salon çıkışında da uzun sorulara ve ilgiye muhatap oldular.
