Semih İpek
  1. Gönderiler
  2. Yazarlar
  3. Yazılar
  4. Tuva Türklerinin Özgürlük Savaşçısı: Buyan Badırgı

Tuva Türklerinin Özgürlük Savaşçısı: Buyan Badırgı

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Moğuş Buyan Badırgı, tam adıyla Khun Noyan Moğuş Buyan Badırgı Üger Daa, modern Tuva devletinin kurucusu, Türk kimliğini koruma ve ulusal birliği sağlama mücadelesinin önderidir. 25 Nisan 1892’de doğmuş, 22 Mart 1932’de şehit edilmiştir. Onun hayatı, Tuva Türklerinin Mançu hâkimiyetinin çöküşü sonrasında bağımsızlık ve milli kimlik için verdiği mücadelenin en kritik dönemine tanıklık eder.

Erken Yaşamı ve Eğitimi

Buyan Badırgı, Ayangaty bölgesinde bir tabunçunun, yani at çobanının ailesinde doğdu. Küçük yaşta amcası Khemçik Da-koşunu’nun noyonu (bölge beyi) Khaidyp tarafından evlat edinildi. Khaidyp, bilgeliği, soylu kişiliği ve ileri görüşlülüğüyle bölgenin en saygın liderlerindendi. Onun rehberliğinde yetişen Buyan Badırgı, daha genç yaşta Da-noyan unvanını alarak toplumu yönetmeye başladı.

O, bilge bir liderdi; anadili Tuva Türkçesi’nin yanı sıra Moğolca, Tibetçe ve Rusçayı da akıcı biçimde konuşabiliyordu. Oskal Urzhut adlı Moğol lamasından dersler alarak tarih, tıp, psikoloji, astroloji ve Doğu felsefesine derinlemesine ilgi duydu. Gençlik yıllarından itibaren Tuva Türklerinin kültürel kimliğini koruma bilinciyle yetişti.

Ulusal Yönelimi ve Rusya’nın Himayesi

Buyan Badırgı’nın siyasi vizyonu, Tuva Türklerinin geleceğini belirleyen büyük bir dönüm noktasına dayanıyordu. 1912’de Çin’deki Xinhai Devrimi’nin ardından bölgedeki otorite boşluğu Tuva’nın kaderini belirsizleştirmişti. O dönemde iki seçenek vardı: Tuva, Moğolistan’a mı katılmalıydı, yoksa Rusya’nın koruması altında bağımsızlığını mı sürdürmeliydi?

Buyan Badırgı, halkının geleceğini güvence altına alabilmek için “Rusya – Tuva halkının kader seçimi” ilkesini savundu. 26 Ekim 1913’te Çar II. Nikolay’a gönderdiği dilekçede, Tuva’nın kendi kimliğini koruyarak Rusya himayesi altında yaşamayı talep etti. Bu dilekçede Tuva Türklerinin dinlerini, törelerini, geleneksel yönetim biçimlerini ve kültürel özgünlüğünü muhafaza etme isteği açıkça belirtiliyordu.

Bu karar, Tuva’nın bağımsız varlığını sürdürebilmesi için stratejik bir adım oldu. Çar’ın 4 Nisan 1914’te dilekçeyi kabul etmesiyle Tuva, resmen Rusya himayesine girdi. Buyan Badırgı böylece halkının kültürel değerlerini koruyarak onları sömürgeci baskılardan uzak tutmayı başardı.

Bağımsız Tuva Cumhuriyeti’nin Kuruluşu

1917’de Rus İmparatorluğu’nun yıkılması ve iç savaşın başlamasıyla Buyan Badırgı’nın millî hedefi daha da belirginleşti. O, Tuva Türklerinin kendi kaderlerini tayin etmesi gerektiğine inanıyordu. Bu inançla 13–16 Ağustos 1921’de Sug Bazhy’de toplanan Kurucu Khural’a başkanlık etti. Bu toplantının sonunda Tannu-Tuva Ulus Halk Cumhuriyeti ilan edildi. Böylece Tuva tarihinde ilk kez Türk halkının kendi iradesiyle kurduğu bir devlet ortaya çıktı.

Buyan Badırgı, devletin ilk başbakanı, dışişleri ve maliye bakanı, daha sonra da Tuva Halk Devrimci Partisi’nin genel sekreteri olarak görev yaptı. Onun önderliğinde dört ayrı anayasa hazırlandı; bu, genç cumhuriyetin siyasi temellerini güçlendirdi.

1924’te SSCB ve Moğolistan temsilcileriyle yürüttüğü diplomatik görüşmelerde Tuva’nın bağımsızlığını tanıtmayı başardı. Bu başarı, onun yalnızca bir devlet adamı değil, aynı zamanda uluslararası arenada halkının onurunu savunan bir Türk diplomatı olduğunu kanıtladı.

İnanç, İhtilal ve Trajik Son

Buyan Badırgı, Türk kimliğini yalnızca etnik bir bağlılık olarak değil, aynı zamanda manevî bir değer olarak da görüyordu. Budizmin, Tuva kültürünün ayrılmaz bir parçası olduğunu vurgulayarak halkın inanç özgürlüğünü savundu. 1928’de Tüm Tuva Lamalar Kongresi’ni topladı ve “kültürsüzleşme” politikalarına karşı çıktı.

Ancak onun bu millî ve manevî duruşu, Sovyet yanlısı radikal kesimlerle çatışmasına yol açtı. Stalin döneminde yükselen baskıcı anlayış, Buyan Badırgı’yı “feodal” ve “karşı-devrimci” olarak damgaladı. 1929’da partiden ihraç edildi, 1932’de ise uydurma suçlamalarla kurşuna dizilerek idam edildi.

Bu trajik son, yalnızca bir liderin değil, Tuva Türklerinin özgürlük idealine inanmış bir kuşağın da susturulması anlamına geliyordu.

Mirası ve Millî Değeri

Buyan Badırgı, Tuva Türklerinin millî bilincini uyandıran, devlet kurma iradesini somutlaştıran ve halkını yabancı tahakkümünden korumaya çalışan bir kahramandır. O, Türk dünyasının sınırlarında yaşayan sayıca az bir halkın dahi kendi devletini kurabileceğini kanıtlamıştır.

1994’te resmî olarak itibarının iadesi, Tuva halkının ona duyduğu saygının bir göstergesidir. Günümüzde Tuva Cumhuriyeti’nde onun adını taşıyan “Buyan Badırgı Nişanı” verilmektedir. 2014’te Tuva Cumhuriyeti’nin başkenti Kyzyl’da dikilen heykeli, elinde Rus Çarı’na sunduğu dilekçeyle betimlenmiştir; bu, onun ileri görüşlülüğünü ve halkının geleceği için verdiği mücadeleyi simgeler.

Buyan Badırgı, Tuva’nın yalnızca kurucu lideri değil, aynı zamanda Türk dünyasının bağımsızlık ruhunu temsil eden bir isimdir. O, halkı için yaşayan bir semboldür; kalemiyle, sözüyle ve cesaretiyle Türk birliğinin doğu sınırında yanan bir meşale olmuştur.

Bugün de sayıları kültürel emperyalimz ve baskıcı yönetimle daha da azalan Tuva Türkleri halen Buyan Badırgı’ya saygı duyar ve onun halkı için yaptıklarını her zaman dile getirirler.

Aşağıdaki bağlantıda Buyan Badırgı için yazılmış bir şarkı dinleyeceksiniz.

Tuva Türklerinin Özgürlük Savaşçısı: Buyan Badırgı
Yorum Yap

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Yörük Türkmen Birliği ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!

Uygulamayı Yükle

Uygulamamızı yükleyerek içeriklerimize daha hızlı ve kolay erişim sağlayabilirsiniz.

KAI ile Haber Hakkında Sohbet
Sohbet sistemi şu anda aktif değil. Lütfen daha sonra tekrar deneyin.